25 Ekim 2018 Perşembe

11. Erdal Öz Edebiyat Ödülü Adalet Ağaoğlu’nun -Yılmaz Parlar


İlericilik, çağdaşlık Ödülü Erdal Öz

İlk sıralarda yer alan Can Yayınları’nın kurucusu Erdal Öz’ün Kültür, edebiyat, duygularını yaşatmak adına her sene gerçekleştirilen, Erdal Öz Edebiyat  Ödülün 2018 yılı sahibi sahibi yazar Adalet Ağaoğlu “Affedersiniz yaşıyorum demek zorunda değilim” dediği gibi, fiziki değil ruhen Erdal Öz’ün de fikirleri, çağdaşlığı, edebiyat duygularının zenginliği yaşıyor, kitapsever insanların yüreğinde sevgisi yankılanıyor.




Handan İnci Başkanlığında, Asuman Kafaoğlu Büke, Oğuz Demiralp, Sibel Irzık, Cemil Kavukçu, Ömer Türkeş ve Faruk Duman gibi değerli isimlerden  oluşan Seçici Kurul kararıyla, on birinci Erdal Öz Edebiyat Ödülüne Adalet Ağaoğlu layık görüldü.

11. Erdal Öz Edebiyat Ödülü 22 Ekim 2018 Pazartesi günü, Okan Bayülgen’in Kabare Art Gallery Dada Salonunda düzenlenen törenle Adalet Ağaoğlu’na verildi. 



Törende açılış konuşmasını yapan Can Yayınları Yönetim Kurul Başkanı Can Öz Ödül hakkında kısa bilgi verdi. Can Öz, her yıl bir üyenin ayrılıp bir başkasının katılımıyla yenilenen jürinin, altı yıldır jüride bulunan ve 2018 komitesinin başkanlığını yürüten Handan İnci’nin uğurlanacağını, gelecek sene jüriye Metin Celal’in  katılacağını söyleyerek   “Erdal Öz Edebiyat Ödülleri’nin böyle bir dönemde sürdürülmesi başka bir öneme sahip. Cemil Kavukçu’nun ve Celal Üster’in fikirleri bizim için çok önemli oldu.  Bu şekilde, bu ödül sürdürülebilir hale geldi. Okan Bayülgen’e bu yıl Dada Sahne’de bize kapılarını açtığı için teşekkür ederim. Olumsuz havanın işi zorlaştıran şöyle bir boyutu var; her birimiz, kendi hayatımızda vicdan muhasebesi yapıyoruz. Bu sonu gelmeyen bir sarmal olarak, hepimizin kaderi. Bu bitmeyecek. Aslında yakamıza yapışacak. Bu vicdan muhasebesi süresince, en yakınımızdaki ve en kıymet verdiğimiz insanlara sıkı sıkıya sarılmak. Bugün Erdal Öz Edebiyat Ödül töreninde kıymetli bir kalabalığın toplanmış olmasını çok önemli buluyorum” ifadelerine yer verdi. Edebiyat Ödülü Derneği'nin kurulacağını belirtdi. 

  


Türkiye’nin sosyal, siyasi, kültürel yapılarını işlediği romanlarını, yenilikçi anlatım teknikleriyle kaleme almış, günlükleri, öyküleri, roman ve oyunlarıyla edebiyatımıza katkılar sağlıyan, çağdaş edebiyatımızın önemli isimlerinden Adalet Ağaoğlu’na verilme gerekcelerini açıklyan seçici kurul Başkanı, Handan İnci  

 kuruldan ayrılacağı için üzgün olduğunu, ancak ödülü Adalet Ağaoğlu’na verme şansına eriştiği için de çok mutlu olduğunu söyledi.
 .


Türkiye’deki siyasal dalgalanmaların acısını yaşamış,tanıklığını da kitaplarına yansıtan unutulmayan yazarımız Erdal Öz Edebiyat ödülünü, almak için sahneye gelen Adalet Ağaoğlu, ödül sevinci bir anekdotla paylaştı.

Gözde yazarlarımızdan Cevdet Kudret’in hastanede öğrendiği ödüle layık görülmesinden sonra, birkaç basın mensubun izlediği törende, basının ilgisiz kalışına karşın, elini masaya vurarak, “Affedersiniz yaşıyorum” sözünü hatırlatarak, “Ödüle layık görüldüğümü öğrendiğimde, ilk aklıma gelen bu oldu. Demek ki, ben artık, ‘Affedersiniz yaşıyorum’ demek zorunda değilim diye düşündüm. Sevinmeye başladım” dedi ve kendisini ödüle layık gören seçici kurula teşekkür etti.



Türkiye’nin tarihini, siyasal ortamını, insanlarının dünyasını anlatan cesur yazarların eserlerini okuyarak ancak o zamanı anlıyabilmemiz ve öğrenmemiz mümkündür.


Toplumsal ve siyasal dalgalanmaların bireyler üzerindeki etkisini, eserlerine döken, Ankara Kızılırmak Caddesi’nde Bilgi Kitabevi’nde Kara Ünal lakaplı arkadaşıyla yaşadığı tuhaf bir olaydan sonra kitabevi açmaya karar veren usta yazar Erdal Öz’ün,sosyalizme sempati duyan ve öğrenme azminde olan gençlerin yeni kitapları bulabilmeleri, tartışabilmeleri olanağını sağlayan Sergi Kitabevini anlatan Adalet Ağaoğlu, 68 Kuşağı’nın bir ışığı niteliğinde olduğunu, Erdal Öz hakkında soruşturma açıldığını, suç unsuru bulunamayıp takipsizlik kararı verildiğine kadar çok ilgiyle izlenen hayat öyküsünden kesitleri dile getirdi.

Handan İnci Ağaoğlu’na ödülünü takdim etti. Ödülünü alan ve havaya kaldıran “Adalet Ağaoğlu Ben yaşıyorum” sözlerini tekrarladı

yilmazparlar@yahoo.com



16 Ağustos 2018 Perşembe

Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri-Yılmaz Parlar

YILIN AKADEMİSYENİNDEN ALTIN KİTAP

Batı Uygarlığı’nın Gelişimi 


Yılın Başarılı Bilim Adamı kategorisinde; Yılın akademisyeni ödülüne layık görülen, Yılın akademisyeni seçilen, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker’in ‘‘Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri’’ başlıklı yeni kitabı yayımlandı.

Yeni Yüzyıl Yayınları’ndan çıkan, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker’in “Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri” isimli 18. kitabında, 55 yıldır AB kapısında bekleyen Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerin tüm gerçekleri incelikleriyle anlatılıyor.

AB’nin kendi Üniversitesi olan ve Avrupa Komisyonu’na Eurokrat yetiştiren Bruges Avrupa Koleji (College of Europe) ile birlikte Türkiye’de -Kıbrıs’da kamu ve özel sektör yöneticilerine yönelik AB sertifikalı eğitim programları düzenleyen, Kıbrıs Amerikan Üniversitesinin Rektörü, Prof. Dr. Uğur Özgöker’den kitap hakkında aldığımız bilgilere göre; Elli beş yıldır AB kapısında bekleyen Türkiye’nin AB ile olan ilişkilere farklı bir perspektif açısından bakarak, incelendiği, öğreniyoruz.
Özgöker kitabında yazdıklarından kısaca AB ile ilgili  “Çoğu uzmanın dillendirmekten uzak olan bu ilişki, AB’nin ikircikli tavrı nedeniyle hiçbir zaman samimi bir denklemde gerçekleşemedi. 1959’da Menderes Hükümeti döneminde AT’ye başvurusunu yapan ve 1963 yılında Ankara Antlaşması ile başlayan sürecin hakkaniyet testinden geçemediği aşikâr. Bu tespiti hükümetlerin, süreci yöneten siyasilerin değişmesi ama şimdiye kadar tam üyelik konusunda bir sonuç elde edilememesi de doğruluyor.” Şeklinde sürecin ilişkiler omurgasını özetliyor.
Türkiye’nin AB yolculuğunu objektif bir şekilde değerlendiren iki akademisyen tarafından hazırlanan bu eserde, AB genişleme sürecinin Batı Balkan ülkelerini hedeflediği görülüyor. Süreci; siyasi, askeri, ekonomik bağlamlarda reel, analitik ve rasyonel bir şekilde yorumlayan yazarların ortak görüşü ise oldukça anlaşılır.

KAÜ Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker sonuç olarak “Uluslararası konjonktürde büyük bir değişiklik olmaz ve AB doğudan veya güneyden büyük bir askeri güç tehdidiyle karşılaşmazsa Türkiye hiçbir zaman AB’ye tam üye olamayacak. Bu durumda AB-Türkiye ilişkisinin “Derinleştirilmiş Gümrük Birliği” ve “İmtiyazlı Ortak” şeklinde gerçekleşmesinden başka bir ihtimal bulunmuyor.” Öngörüde bulunuyor.


Tüm akademik çalışmaları yanında, Türkçe’nin AB’nin resmi dili olması için gösterdiği kişisel çabalar, Türkiye-AB İlişkileri ile uluslararası ilişkiler alanında yaptığı bilimsel çalışmalar doğrultusunda yayımladığı makale ve kitaplar nedeniyle, İstanbul Sanayici ve Yatırımcı İş Adamları Derneği İSİYAD tarafından, Yılın Akademisyeni ödülüne layık görülen, Prof. Dr. Uğur Özgöker, değişik üniversitelerde; AB Araştırma ve Uygulama Merkezi (ABAUM) Müdürlüğü, Uluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Yüksek Lisans Programı Başkanlığı, Fakülte Yönetim Kurulu Üyelikleri, İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyeliği, İstanbul AREL Üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı, ABD New York FORDHAM Üniversitesi-Kadir Has Üniversitesi müşterek Executive MBA Programı’nın Türkiye eş-koordinatörlüğü, Kıbrıs ADA Havayolları Yönetim Kurulu Üyeliği, İİBF ERASMUS Koordinatörü, ARELUSAM Uluslararası Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcılığı gibi idari ve akademik görevler üstlenen Özgöker, GAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı ve Siyaset Bilimi-Kamu Yönetimi Öğretim Üyeliği, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği görevlerini de yürütmüştü. Cenevre ve Paris’te DTÖ ve OECD Rekabet ve Ticaret Komiteleri toplantılarına katıldı, Rekabet Kurumu uzmanları için Bruges Avrupa Koleji ve Londra City Üniversitesi Ekonomi Bölümü ile AB Rekabet Hukuku ve Politikası ile Sanayi İktisadı eğitim programları organize etti. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği ve çeşitli illerdeki Barolar ve Ticaret ve Sanayi Odaları ile birlikte birçok şehirde Avukatlar, Sanayici ve İş Adamları için Rekabet Hukuku ve Politikası sertifikalı eğitim programları düzenledi. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı - TİKA ile birlikte Moğolistan’ dan Makedonya’ya kadar 15 Avrasya ülkesinin üst düzey ekonomi bürokratları ile Rekabet Kurumları başkan ve yöneticileri için 1 er haftalık “Serbest Piyasa Ekonomisi ve Rekabet Kuralları”  sertifikalı eğitim programlarını gerçekleştirdi. Bruges Avrupa Koleji ve TİKA eğitimleri ülkemizin faaliyetleri olarak OECD’ nin yıllık faaliyet raporlarında yer aldı.

Prof. Dr. Uğur Özgöker, 1963 yılında Paris' te doğdu. İlkokulu Ankara Özel Ayşeabla İlkokulunda, ortaokul ve lise birinci sınıfı Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesinde okudu, liseyi İstanbul Fenerbahçe Lisesinde bitirdi. 2 sene Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümünde okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü 1987' de derece ile bitirdi. 1988' de Avrupa Topluluğu'nun Ekonomik Yapısı alanında Yüksek Lisansını, 1994' de Uluslararası İlişkiler alanında Doktorasını tamamladı. 2012’ de Siyasal Hayat ve Kurumlar Temel Alanında Üniversite Doçenti oldu. 2017 de Uluslararası İlişkiler Profesörü oldu.

Master Programında ise Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler ve AB’ ye Yönetsel Uyum dersler verdi. Hava, Kara ve Deniz Harp Enstitülerinde KARSU, Eski Harp Akademileri Komutanlığı bünyesindeki SAREN - Stratejik Araştırmalar Enstitüsü -, Silahlı Kuvvetler Akademisi, Deniz Harp Akademisi, Hava Harp Akademisi, Kara Harp Akademisi ve Komutanlık Kurmay Sınıfı - KOMKARSU ) Uluslararası Örgütler,  Avrupa Güvenlik Sorunları, Küreselleşme, BM, AB ve Türkiye - AB İlişkileri ve NATO derslerini,   AB finansmanıyla İstanbul Sanayi Odası Başkanlığında Polonya Ticaret Odaları Birliği - Macaristan Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği - AB’nin finanse ettiği ve UNDP’ nin uyguladığı “Azerbaycan Gümrük Hizmetlerinin Modernleştirilmesi Projesi”nde Uluslararası Ticaret ve Uluslararası İlişkiler Danışmanı olarak çalışmıştır. AB konusunda çok sayıda eğitim semineri ve toplantı düzenlemiştir.
T.C , K.K.T.C ve AB’de olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunda yönetim kurulu üyelik ve başkanlıkları olan Özgöker’in Uluslararası İlişkiler alanında birçok kitabı basılmıştır.

yilmazparlar@yahoo.com

10 Mayıs 2018 Perşembe

10. NDS EDEBİYAT ÖDÜLÜ JEAN-PAUL DİDİERLAURENT'A-YILMAZ PARLAR

10. NDS EDEBİYAT ÖDÜLÜ JEAN-PAUL DİDİERLAURENT'A

Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi ile Notre-Dame de Sion'lular Derneği tarafından düzenlenen ve bu yıl 10. yılını dolduran 2018 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü"nü kazanan Jean-Paul Didierlaurent'a 9 Mayıs 2018 Çarşamba günü Fransız Sarayı’nda törenle ödülü takdim edildi. Jean-Paul Didierlaurent, 6.27 Treni adlı Kitabın Can Yayınları tarafından yayınlanan kitabın Türkçe'ye çevirisini yapan Aysel Bora'ya da Çeviri Ödülü’nün sahibi oldu.


Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi Charles Fries’in ev sahipliğinde gerçekleşen Notre Dame de Sion Fransız Lisesi ile Notre Dame de Sionlular Derneği tarafından Fransız Sarayı'nda gerçekleştirilen etkinliğe katılan Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, ödülün dönüşümlü olarak bir yıl Türk bir yazarın eserine, sonraki yıl ise Fransız bir yazarın Türkçe'ye çevrilmiş eserine verildiğini açıkladı.


Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter yaptığı konuşmasında, ödülün 10. yılının kutlandığını, on yıldan beri, Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü, Fransız-Türk diyaloğunun en etkili araçlarından biri olduğunu, ödülle bitlikde, eşlik eden akşam, kültürlerimizin kaynaşmasının ve aramızdaki etkileşimin işaretleri olduğunu söyledi. Bertrand Buchwalter, “Fransızlar ve Türkler arasındaki düşünsel ve sanatsal bağların durmaksızın güçlendiğinin kanıtıdır. Notre Dame de Sion'un böyle bir Fransız-Türk başarısına imza atan kurum olması çok doğal. İstanbul'un kültürel enerjisini her zaman varlığıyla besleyen bu prestijli kurum, bizi bu akşam bir araya getiren Fransız-Türk dostluğuna tutku ve dinamizmle hizmet etmeye devam ediyor." Şeklinde dostluk mesajı verdi.


Edebiyatın, ülkeler arasında yakınlaşmanın etkili olduğunu kaydetti. Buchwalter “ Okumaktan yoksun kaldığımızda belki de ortaya çıkaramayacağımız saklı duygulanımlara doğru yol almamızı sağlayan bir trendir edebiyat. İlginçtir ki dost ülkeye yapılan bu dalış, bir çevirinin okunuşu yoluyla gerçekleştiğinde bazen çok daha etkilidir. Çoğu zaman, çevirinin ele vermek olduğu söylenir. Tam tersine, Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü'nün çevirinin hizmet etmek olduğunu gösterdiğini düşünüyorum. Çevirmek, diyaloğa, karşılıklı anlayışa, duyguların paylaşımına hizmet etmek veya sadece köprüler inşa etmek demektir. Ayrıca bazen endişelerin katlandığı bu zor zamanlarda, köprüler çok değerlidir. Onları inşa etmemiz ve önceden var olduklarında onları daha da kuvvetlendirmemiz gerekiyor." Yapmamız gerekenlerin altını çizdi.


Fransızca'ya çevrilmiş pek çok eser okuma fırsatı olduğunu  . Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Aslı Erdoğan, Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar yazarların eserlerinden Türkiye’nin daha derinliklerine inebildiğini söyledi

 Ödülü alan Jean-Paul Didierlaurent RER treninin bir gün Orient-Express'e dönüşecebileceğini, Seine-et-Marne son durağının çok ötesinde rotasına devam edebileceğini hayal bile edemediğini, hikayelerin dilden başka sınırları olmadığını söyledi. Didierlaurent “Bu bağlamda, dünyanın dört bir yanındaki çevirmenlere, yetenekleriyle dilin engellerini ortadan kaldırarak sınırları yıkan bu gölge insanlarına içtenlikle teşekkür ederim." dedi.
Jean-Paul Dıdıerlaurent,1962 doğumlu Fransız yazar, Nancy’de tamamladığı reklamcılık eğitiminin ardından Paris’te çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra doğduğu kent Voges’a döndü ve uzun yıllar bir telekomünikasyon şirketinin müşteri hizmetleri bölümünde çalıştı. Yazdığı öyküleri, 1997 yılında keşfettiği öykü yarışmalarına göndermeye başladı. 2010’da “Brume” (Pus) adlı öyküsüyle Uluslararası Ernest Hemingway Ödülü’nü aldı. Aynı ödüle 2012’de, bu kez, “Mosquito”(Sivrisinek) isimli öyküsüyle layık görülen yazar, on beş yıl boyunca başka birçok ödülle taçlandırdığı öykü yazarlığına devam etti. 2014 yılında bir ay inzivaya çekilerek kaleme aldığı 6.27 Treni Fransa’da yılın edebiyat olayı olarak kabul edilmesinin ardından Michel Tournier Ödülü’nün de aralarında bulunduğu çok sayıda ödül aldı. Dünyada da büyük heyecan yaratan roman, kısa sürede yirmi dokuz dile çevrildi. 

Aysel Bora, 1943’te İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdikten sonra Meydan Larousse ansiklopedisinin çevirmen kadrosunda görev aldı. Bugüne değin, aralarında Jean-Paul Sartre’ın Aydınlar Üzerine, Georges Simenon’un Hollanda’da Bir Cinayet, Amin Maalouf’un Ölümcül Kimlikler, Nathalie Sarraute’un Şimdi ve Açınız ad lı yapıtlarının da bulunduğu pek çok kitabı dilimize kazandırdı.

Dönüşümlü olarak bir yıl Türkçe yazan bir Türk yazarın eserine; bir sonraki yıl ise Fransızca yazan ve eseri Türkçeye çevrilmiş Türk veya yabancı bir yazarın eserine verilen NDS Edebiyat Ödülü on yaşını doldurdu. İlk olarak, 2009 yılı NDS Edebiyat Ödülü’ne “Kalenderiye” romanı ile Gürsel Korat layık görülmüştür. Yine “Şehper Dehlizdeki Kuş” adlı öykü kitabıyla Ayşegül Çelik, mansiyon kazanmıştır. 2010 yılı NDS Edebiyat Ödülü, Türkçeye çevirisi Yıldız Ademoğlu Atlantarafından yapılan “ Magnus ” adlı romanıyla Fransız yazar Sylvie Germain’e verilmiştir. 2011 NDS Edebiyat Ödülü’nü “Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler” adlı kitabıyla Yalçın Tosun kazanmış, Gaye Boralıoğlu “Aksak Ritim” adlı kitabıyla mansiyona layık görülmüştür.


yilmazparlar@yahoo.com 

4 Mart 2018 Pazar

Çağdaş Romen Yazarlar Lansmanı-Yılmaz Parlar

Çağdaş Romen Yazarlar Lansmanı

İstanbul’da Çağdaş Romen Yazarlar Çeviri Atölyesi 3. Türkçe Kitap Lansmanı Romen kültür merkezinde yapıldı.

Çağdaş Romen Yazarlar Çeviri Atölyesi “Autori români contemporani în cadrul atelierului de traduceri literare de la Istanbul” Türkçe olan 3. kitap sunum ve lansmanı 28 Şubat 2018 Çarşamba günü İstanbul "Dimitrie Cantemir" Romen Kültür Merkezinde, gerçekleşti.
Romanya İstanbul Konsolosluk Kültür Müdürü Dr. Nadia Tunsu, Kalem ajans kurucusu Nermin Mollaoğlu,,Türk edebiyat eleştirmeni Elif Tanrıyar, kitap broşürde yer alan tercümanlar ve çağdaş Romen yazarların eserlerini yayımlayan   yayın evlerinin temsilcileri Katıldılar.  

Romanya İstanbul Konsolosluk Kültür Müdürü Dr. Nadia Tunsu Çağdaş Romen Yazarlar kitap hazırlığı hakkında bilgi verdikden sonra  Kalem ajans kurucusu Nermin Mollaoğlu’na desteklerinden dolayı teşekkür etdi. Kürsüye konuşması için davet etdi. Çalışma ve hazırlık süreçlerini paylaşan Nermin Mollaoğlu’dan sonra  Kitabın ön sözünü yazan, edebiyat eleştirmeni Elif Tanrıyar kısa konuşma yaptı. 

İçeriğinde; Aralık 2016’da gerçekleşen 7. Edebi Çeviri Atölyesinde, çağdaş Romen yazarlar Mircea Cărtărescu, Adina Rosetti, Cristian Teodorescu, Doina Ruști, Cristian Fulaș, Adina Popescu, Nicolae Avram, Dan Lungu, Paul Țanicui, Petre Crăciun, Simona Antonescu ve Bogdan Munteanu’nun eserlerinden Türkçe’ye çevrilmiş metinleri, yazar ve çevirmenler hakkında kısa sunumları, önceki broşürlerin kısa tarihçesi ve Bükreş Romen Kültür Merkezi tarafından yürütülen, Romen yazarların eserlerini çevirmek isteyen yabancı editörler için yapılan destek finansman programının (TPS - Translation and Publication Support Programme) açıklaması bulunmaktadır.
Kitabın ön sözü, Romen edebiyatına genel bir bakış altında, Türk edebiyat eleştirmeni Elif Tanrıyar tarafından yazıldı. 

Medyadaki kariyerine bağımsız bir gazeteci olarak başlayan Elif Tanrıyar,  Sabah Newspaper, Sabah Book Supplement, Milliyet Book Supplement, Radikal Book Supplement, Milliyet Art Magazine, Sabit Fikir Magazine, İstanbul Art News și Artful Living gibi gazete ve dergilerde düşünce ve eleştiri yazıları yayınlanmıştır. İlk defa bir Türk edebiyat eleştirmeninin Romen çağdaş edebi eserlerini tanıtan kitapda, çağdaş Romen edebiyat ve çağdaş Romen yazarlarının hakkında yorumlarını yazdı. 
2011 yılında yayımlayan ilk broşürün basımı, Türkiye'de benzersiz bir girişim olmuştur ve Romen projenin başarısından sonra diğer yabancı kültür merkezleri benzer kitapçıklar elde etme arzusunu dile getirdiler. Çağdaş Romen yazarların eserleri içeren kitabın yayımlamasıyla, uzun vadeli sonuçlar arasında, "La belle Roumaine" / "Romen Dilberi" (2011), Gabriela Adameşteanu - " O dimineaţă pierdută" / "Kayip Sabah" - (2011) Mircea Cărtărescu - (2013) "Travesty", Mircea Cărtărescu - "Göz Kamaştırıcı Sol Kanat" (2014 – Ayrıntı Yayınevi), Florin Irimia- "Karanlık Bir Pencere" (2015 – Aylak Yayınevi), Mircea Cărtărescu - "Orbitor.Corpul" (2016 – Ayrıntı Yayınevi), Ioana Pârvulescu - „Viața începe mâine”/ Hayat Yarın Başlar (Şubat 2018 – Alakarga Yayınevi) kitapların Türkçe’ye kazandırılması olmuştur.
Önceki yıllarda kazanılan deneyimden, Türk Yayınevleri yayımlamak için kitap seçmesinde en etkin faktörlerinden biri stil ve editöriyel açısında çok düzgün yapılması gereken Türkçeye çevirilen metin parçalarına dayandığını anlaşılmaktadır. Bu nedenle broşür, Romanya'nın yazılı kültür yararına çok değerli bir yaklaşım olmaktadır.

Edebi metinleri içeren antoloji, faaliyet gösterdiğimiz bölgede Romen edebi mirasını vurgulamayı amaçlanmaktadır. Ayrıca, çağdaş Romen edebiyatının değerli eserlerinin yayınlanması için Türk yayıncıların ilgisini çekmeye yönelik Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kitap fuarlarında dağıtımını sağlanamasıyla birlikte Türk kitap piyasada Romen edebi eserlerin varlığını yoğunlaştırılması teşvik etmeyi sağlanılacaktır.



yilmazparlar@yahoo.com