15 Haziran 2023 Perşembe

Aile Mirası Reçeteler-Yılmaz Parlar

  Aile Mirası Reçeteler

Eskiden Yemeklerin Tadı Neden Daha Güzeldi?


Bugünün gıdaları ile bir asır öncesinin gıdaları arasındaki en büyük fark, içerdiği işleme ve katkı maddelerinin miktarıdır . 



Göçmen Artisan Bakery’nin desteği ile Selin Atasoy’un hayata geçirdiği, Sahrap Soysal’ın danışmanlığını yaptığı Okan Bayülgen’inde katıldığı destek verdiği ve yaptığı ön konuşma sonrasında, “Aile Mirası Reçeteler” projesi Dada Salon Kabarett’de tanıtıldı



Proje danışmanı Sahrap Soysal başda olmak üzere, Ayfer Yavi, Gilda Kohen, Meri Çevik Simyonidis, Müjgan Doğunç, Nadya Şener, Neylan Ziyalar, Sine Boran Art, Takuhi Tovmasyan ve Yıldız Küçükkurt kısa konuşmalar gerçekleştirdiler. Hamur işi tarifi ile birlikte hikayeleri, mutfak ve sofra kültürlerini paylaştılar.

Geçmişten bugüne gelmiş unutulmayan özel lezzetleri ve tarifleri projeye katılan isimler anekdotları ile anlatdılar.

Etnik kökenleri ve yerel lezzetleriyle Türkiye’nin bütününü dahil edecek şekilde aile reçeteleri arasından seçilen 50 tarif ve geldikleri ailelerin hikayeleri ile özel bir kitap hazırlanacak.

Göç ile birliktde yanlarında taşıdıkları kolay yapabildekleri hamur lezzetleri ile hem kültürel ilişkiler kurarak hemde aile fertlerini besleyen annelerden ninelerden miras kalan Lezzet Göçünün tarifleri böylece belgesele dönüşecek.

Lezzet Nedir?

Lezzet, yemekten zevk almamızda ve seçimimizde önemli bir role sahiptir. Dil, temel tadı tanıyan alıcılarla kaplıdır: tuzlu, ekşi, acı, tatlı ve Bu tat tomurcukları ayrıca ağız kenarında, yumuşak damakta, yanaklar, boğazın arkası ve yemek borusunda bulunur. 

Diğer faktörler de tadı nasıl deneyimlediğimize katkıda bulunur. Yiyecek ve içecekleri belli renklerde görmeyi bekliyoruz. Beklediğimizden farklı bir renge sahiplerse, beyin ağızdan ve gözlerden karışık sinyaller alacak ve tatları farklı olacaktır. 



Dokuların ve kimyasal etkileşimlerin benzersiz bir kombinasyonuna sahip olan ağız hissi, lezzetin nasıl algılandığını da büyük ölçüde etkiler. Pürüzsüz, çıtır çıtır, yumuşak, gevrek, sulu, kremsi, sıcak veya soğuk, hepsinin yediğimiz yemeğin lezzeti üzerinde etkisi vardır. 

Hafıza ve nostalji de bir rol oynar. Tat almanın hafıza üzerindeki etkisi , Kayıp Zamanın İzinde, Geçmişi Hatırlamak ' geçmişin tatları, Bugün yediğimiz yiyecekler ve tercih ettiğimiz tatlar, çeşitli istilacılar, çevreler, gelenekler, yeni keşfedilen topraklardan ve göçmenlerden etkilenen uzun, karmaşık ve büyüleyici bir tarihe sahiptir. Bazı tatlar zaman geçtikçe hayatta kalırken, diğerleri tamamen ortadan kalktı.

Nostaljik, sağlıklı, yerel ve egzotik tatlar, Lezzet trendleri sürekli değiştiği için gıda üreticileri, kaprisli gıda modasına ayak uydurmak ve tüketici tercihlerini karşılamak için çabalıyor

Lezzetlerin Önemi Nedir?


Lezzetlerin birincil işlevi , besleyici özellikleri olmadığı için gıdalara tat katmaktır . Tatlar hem doğal hem de yapay çeşitlerde gelir. Yapay tatlar, daha geniş ve daha çeşitli tatlar sağlamak için özenle seçilir.

Doğal ise, çok çeşitli tatlar elde etmek için meyveler, baharatlar ve sebzeler gibi doğal türevleri içerebilir.

Doğal tatların bile bir desteğe ihtiyacı vardır. Çoğu zaman, bu lezzet kombinasyonlarını elde etmek için karışımlarda minimum miktarda bileşik kullanılır. 



70'li yaşlarındaki veya daha büyük insanlara bugün yemeklerin tadının nasıl olduğunu sorarsanız, büyük olasılıkla size onların büyüdükleri şeye hiç benzemediğini söyleyeceklerdir. Birçoğu başlangıçta bunu değişen zamanlara ve tat alma tomurcuklarının yaşlanmasına bağladı, ancak bugün yapılan araştırmalar, yediklerimizin aslında geçen yüzyılda önemli ölçüde değiştiğini gösteriyor .

Aile Mirası Reçeteler” projesi, kapsamında farklı geleneksel reçeteler aracılığıyla bu tariflerin ait olduğu dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye göç eden ailelerin hikayelerini ve tariflerini kapsıyor.

Süryani, Ermeni, Musevi, Rus, Çerkes, Girit, Boşnak, Rum, Kürt, Arnavut, Bulgar ve diğer mutfak lezzetlerinin göçlerden sonra Türkiye’de nasıl yaşatıldığının ve aktarıldığının izlerini taşıyacak kültürlerin uyumunu işaretliyecek. 

Ayrıca projeye katılmak isteyenler, info@gocmen.co adresine, konu başlığına “Aile Mirası Reçeteler” yazarak e-posta gönderebilecek.


yilmazparlar@yahoo.com


10 Haziran 2023 Cumartesi

Fellowship Program Mükemmel Rami Kütüphanesi Mükemmel-Yılmaz Parlar

  Fellowship Program Mükemmel Rami Kütüphanesi Mükemmel

Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle İstanbul Valiliği himayesinde, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) tarafından düzenlenen IPF, yayın dünyasını Dünyanın en büyük  ilk üç arasında bulunan, İstanbul Rami Kütüphanesinde ağırladı.

Kardeşlik birliği oluşturur,  Birlik, her şeye ortak olmak ve aynı fikirde olmaktır 



Basım Yayın Meslek Birliği tarafından düzenlenen 8. İstanbul Publishing Fellowship Programı 6-7-8 Haziran 2023 tarihlerinde Rami Kütüphanesi'nde gerçekleşti. Her yıl telif ve çeviri görüşmeleri yapmak amacıyla yabancı katılımcıları İstanbul’a getiren program, bu yıl da  hibrit bir modelde yapılarak hem çevrim içi görüşmeler gerçekleşti hem de fiziki görüşmeler yapıldı.


Program kapsamında bu yıl da bir ülkenin yayıncılığının ve edebiyatının merkeze alınarak tematik bir şekilde işlendiği "Odak ülke" çalışması yapıldı ve Türkçe’den yabancı dillere telif alışverişini teşvik ederek sektörün gelişimine, kültürel iş birliğine ve tanıtımına katkıda bulunmak, telif çalışmalarını teşvik etmek ve başarıları ödüllendirmek amacıyla İstanbul Telif Ödülleri verilmesi planlandı.



Program açılış konuşmaları ile başladı

Kültür Somut Ve Somut Olmayan Miras Olarak İkiye Ayrılır

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, yaptığı açılış konuşmasında kültürün somut ve somut olmayan miras olarak ikiye ayrıldığını belirti.

Demircan "Dünyadaki bütün şehirler, kültürler ve medeniyetler kültürü geliştirmek için önce somut miraslarını ciddi şekilde ele alır. Anadolu, bu anlamda çok zengin. Geçmiş dönemlerden kalan antik kentler, tarihi mekanlar, onların restorasyonu ve onları yaşanabilir modda tutmak ve kullanabilmek çok kıymetli. Bu perspektiften baktığımızda Rami Kütüphanesi çok güzel bir örnek çünkü burası Osmanlı döneminde askeriye için yapılmış bir kışla ama aynı zamanda modernizasyonun da bir temsilcisi. Bugün tarihi ihtişamıyla ortaya çıkan bu mekan, somut mirasımızın aktarıcısı olan kitaba, yayıncılığa ve kütüphaneciliğe tahsis edilmiş." Sözleriyle Fellowship Proramın çok yerinde seçilen mekan olduğunu vurguladı.



Yayıncılık Her Şeyden Önce Gönül İşidir

TBYM Başkanı Mehmet Burhan Genç "Gönülden gönle mesajı olan, söyleyecek sözü olanın yaptığı bir iştir yayıncılık. Yayıncı sözü alır ve her bir insana, dünyanın her köşesine ulaştırmak için gayret eder, çaba harcar. Ülkeden ülkeye, dilden dile sözünü, mesajını iletmektir onun çabası. Bunun için de bir pazar gerekir ki söz dilden dile, ülkeden ülkeye taşınabilsin. TBYM olarak sekizincisini düzenlediğimiz Istanbul Publishing Fellowship, Uluslararası İstanbul Yayıncılık Profesyonel Buluşmaları bu işin pazarı olmak için var. Ama bu pazar bildiğimiz pazar değil, olabildiğince naif, latif ve zarif bir pazar söz konusu." Sözleriyle programın önemini ifade etdi. TBYM'nin 660 yayıncı üyesiyle yılda yaklaşık 150 milyon kitap üretimi yaptığını belirtdi

Zamanın Ruhu Kitaptır, Kitabın İçindekiler Dışına Saçılanlardır.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün, "TBYM tarafından düzenlenen bu organizasyon, Türkiye'deki yayıncılığın dünya ölçeğinde kurduğu bir iletişim platformu olarak işlev görüyor. Ben bu noktada, birliğimizin kıymetli başkan ve yöneticilerini tebrik ediyorum. Bu kıymetli buluşma Zamanın ruhu kitaptır, kitabın içindekiler ve kitabın içinden dışına saçılanlardır."dedi sayesinde önümüzdeki 3 gün boyunca küresel, bölgesel ve yerel ölçekte yayıncılığın tüm yönleri konuşulacak, fikir alışverişi yapılacak. Bu yıl Özbekistan'ın odak ülke olarak seçilmiş olmasını da ayrıca anlamlı ve önemli buluyorum. İnanıyorum ki kardeş ülke Özbekistan'ın çok değerli yayıncılarıyla bir arada olma fırsatını değerlendirerek inşa edeceğimiz yeni iş birlikleri, kültür hazinemizin işaretleri olacaktır. Ben bir yayıncıyım. Bana göre dünya kitabın ta kendisidir. 



IPF 2024'te "Odak Ülke" Meksika olacak

Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve Kitle İletişim Kurumu Müdür Yardımcısı Bozorov Gayrat Nazaroviç, törenin sonunda Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’a hediye takdim etti.

Nazaroviç ayrıca, 2024'ün Odak Ülke'si Meksika'yı temsilen Meksika Yayıncılar Birliği Başkanı Hugo Setzer'e devir teslim etdi 

Açılış etkinliğine Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Telif Hakları Genel Müdürü Ziya Taşkent, Basın Yayın Birliği Başkanı Mustafa Karagüllüoğlu ve Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ile yurt içi ve dışından çok sayıda yayıncı katıldı.

8. Istanbul Publishing Fellowship Program, Uzak Asya'dan Latin Amerika'ya, Kuzey Avrupa'dan Afrika'ya, dünyanın dört bir köşesinden yayıncıları ağırladı.

İstanbul'u yayımcılık dünyasında bir marka haline getirip dünyanın önemli telif pazarlarından birisi yapmayı hedefleyen programa bu yıl, 214'ü fiziki, 196'sı çevrim içi olmak üzere 66 ülkeden 410 yayıncı katıldı.



Programda, 2023'ün odak ülkesi olan Özbekistan'la ilgili özel oturumlar düzenlendi.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Murat Özel'in yönettiği özel oturumda Türkiye ve Özbekistan'daki yayıncılık faaliyetleri ile iki ülke edebiyatı ele alındı.

Özbekistan Heyeti Başkan Vekili Majidov Gayrat Axadoviç, konuşmasında Yunus Emre'nin sözlerinden alıntı yaptı. Edebiyatın ülkeleri ve insanları birleştirici gücünü vurguladı.

Axadoviç "Bugün bu etkinlikte yayıncılar olarak birbirimizle tanışıp fikir alışverişinde bulunacağız. Türk edebiyatından Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Sait Faik Abasıyanık, Bahaettin Karakoç gibi yazarların ve Özbekistanlı halk şairlerinin eserleri, Bizim ülkemizde edebiyata olan ilgi en üst düzeyde." Şeklinde yazarlarımızın tanındığına değindi.

Özbekistan Yayınevi Çeviri Bölümü Başkanı Omonov Muhiddin Sattoroviç  "Sadece Orta Asya edebiyatı değil dünya genelinden pek çok eseri Özbekçe'ye çeviriyoruz." dedi.



Oturumun sonrasında Rami Kütüphanesi gezildi

Rami Kütüphanesinde Görevli Ayşenur Yaşar’dan aldığımız bilgilere göre; Hikayesine 18. yüzyılda askeri bir kışla olarak başlanan Rami Kütüphanesi; ismini atıcı, ok atan anlamlaranına gelen ve şiirlerinde kullandığı mahlası dolayısıyla da bu şekilde anılan, bölgede çiftliği bulunan Rami Mehmet Paşa'dan almıştır. 3. Mustafa devrinde inşa edilen kışla 2. Mahmut devrinde onarımdan geçmiş ve Yeniçeri Ocağının kaldırılması ile Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunun karargahı ve talimhanesi olmuştur. Padişah, 1828-29 Osmanlı-Rus harpleri sırasında kışlaya yerleşerek devlet yönetimini buradan sürdürmüştür. Selimiye ve Davutpaşa kışlalarından sonra üçüncü büyük kışla niteliği taşımıştır. 


İstanbul'un işgali sırasında Fransız karargahı olarak zaptolunmuş beş yıllık bir süreçten sonra tahrip edilerek terk edilmiştir. 


1971'e kadar askeriye olarak kullanılan kışla daha sonra Belediyeye devredilmiş uzun bir süre hal esnafına ev sahipliği yapmıştır. Bu süre zarfında yüzde sekseni tahrip olan yapı 2013'te Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmiş ve restorasyonuna başlanmıştır. 13 Ocak 2023'te Rami Kütüphanesi açılmıştır.


Gece Windsor Hotelde Gala düzenlendi. Özbekistan müzik gösterimi eşliğinde  Özbek mutfağından seçkiler ikram edildi.



Sponsorlara Teşekkür Plaketleri sunuldu. 

TBYM tarafından IPF'ye katkılarından ötürü Anadolu Ajansı adına Kültür Sanat Haberleri Editörü Bünyamin Yılmaz'a, Albayrak Grubu adına Fatih Emre Tuğrul'a, DEKMEB adına Mustafa Al'a, Basın Yayın Birliği adına Mustafa Karagüllüoğlu'na, İTO adına Mehmet Akif Develioğlu'na, Üsküdar Belediyesi adına Mesut Meyveci'ye, Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı adına Cemil Hakan Kılıç'a ve Rami Kütüphanesi adına Kütüphane Müdürü Ali Çelik'e plaket takdim edildi.

yilmazparlar@yahoo.com