27 Aralık 2017 Çarşamba

Yayınevlerine dava açarak geçimi sağlıyor

40 tane yayınevine dava açan Bilal Denge’ye kimse bilirkişi olmuyor
150 tane dava açarak rekor kırdı



 Daha önce öğretmenlik yapan ve çeşitli yayınevlerinde yazarlık yapan Bilal Denge açtığı davalarla Mahkemeleri ve Hakimleri canından bezdirdi. Yaklaşık 40 tane yayınevine dava açan Bilal Denge’nin mağdur ettiği Kırmızı Beyaz Yayıncılık, Bilfen yayıncılık, Gendaş yayıncılık, A1 yayıncılık , Üçgen yayıncılık, Arı yayıncılık gibi 40 yayıncı  ‘bu adam Türkçe öğretmeni olmasına rağmen , Matematik, Fen Bilgisi, Hayat Bilgisi gibi kitaplar yazmış açmış olduğu dershanelerde her derse girmiştir. 2007’den sonraki mesleği yine kendi ifadesi ile adları bizde saklı Türkiye’nin 40 civarında seçkin eğitim yayıncısına benim kitaplarımdan alıntı yaptınız iddiası ile tehdit ile para sızdırıyor. Para vermeyi kabul etmeyen yayın evlerini Fikir sanat eserleri hukuk mahkemesine dava açıyor. Ceza mahkemesine , vermesinde bir sakınca yok esas sıkıntı burada başlıyor, benzerlik olduğunu iddia ettiği konular çok komik. Diyor ki kitaplarınızda kullandığınız basit excel tabloları bana ait. Eğitim yayıncılığında ilk defa bu tabloları ben kullandım. Dahada ileri giderek anonim olan Nasreddin Hoca fıkraları La Fonten Masalları gibi metinleri de ilk ben kullandım ve siz yayınevleri bunları benim kitaplarımdan aldınız diyerek Hukuk yollarına başvuruyor. Basın savcılarının bunu suç sayması istiyor. Suç saymayan savcıların hakimlerin hakkında da dava açıyor. Kendi aleyhine karar veren bilirkişileri ağır cezaya yada organize şubeye şikayet ederek sindirmeye çalışıyor. Ya da kendi facebook sayfasında alenen pervasızca ağza alınmayacak küfür ve hakaretler yağdırıyor. Hakaret edilen o kadar çok bilirkişi varki isimlerini saymak mümkün değil. Eğitim yayıncılarının son mahkemelerinde  hakimlerimiz bilir kişi seçimi için dosyaları Ankara  mahkemelerine gönderiyorlar. Neden İstanbuldaki  üniversitelere göndermiyorsunuz diye sorulduğunda Hakimler “İstanbul da hiçbir bilirkişi Bilal Denge’nin dosyasını almak istemiyor.” Çünkü hepsini şikayet ediyor. Hiçbir bilirkişi organize şubeye gidip ifade vermek istemiyor. Bu şartlar altında eğitim yayıncıları işlerini güçlerini bırakıp sürekli mahkemelerde kendilerini savunmaya çalışıyorlar.

5 Kasım 2017 Pazar

DORSAY’DAN 40 ÖNEMLİ İSİM-YILMAZ PARLAR




DORSAY’DAN 40 ÖNEMLİ İSİM,

“Ülkesinin kültür meydanında cirit atmış tüm bu kişilikler, bu ülkeyi, bu halkı, bu coğrafyayı kavramamıza yardımcı olacaklardır.”

Türk ve Dünya sinemasına ışık tutacak ellinin üzerinde eseri bulunan,
Mesleki hayatının sinema yazarlığının elli yılını geride bırakan Duayen Atilla Dorsay kitap yazdıkca dinleniyor, gençleşiyor aslında dahada devleşiyor. “O Güzel Atlara Binip Gidenler” isimli son kitabında iz bırakan kimler yokki; Dorsay kitabı hakkında “Bu kitapta kendimce hayatlarını kişisel bir bakışla özetlemeye çalıştığım 40 önemli isim var. Bunlar öyle kişilerdir ki, bulundukları alemden topluma hep yeni şeyler sunabilir, sürprizler yapabilirler. Kendi adıma diyelim ki Yılmaz Güney, Ayşe Şasa, Çolpan İlhan, İlhan Selçuk, Vedat Türkali, Onat Kutlar, Şakir Eczacıbaşı, Tuncel Kurtiz. Vitali Hakko ya da  Zeki Müren üzerine söyleyecek şeylerim hep olacaktır. Belki ve gerekirse bundan sonra da...” Şeklinde devamının olabileceği işaretini veriyor.

11 Kasım 2017 tarihinde TÜYAP Kitap fuarında Remzi Kitap evi standında imza günü olarak belirleyen Dorsay “Kitaptaki kimi adlar, ilk bakışta çok ilgili gözükmeseler de birbirleriyle karşılıklı söyleşti, tartıştı, birbirlerini sanki bütünledi. Bazen beni bile şaşırtan biçimde!...


Örneğin Hakan Balamir’le Vedat Türkali, Ayşe Şasa’yla Yusuf Kurçenli, Sezer Sezin’le Lütfi Akad, Lütfi Akad’la Yılmaz Güney, Yılmaz Güney’le Attila Özdemiroğlu, Şakir Ezcacıbaşı’yla Onat Kutlar, Ülkü Erakalın’la Zeki Müren, Fikret Hakan’la Çolpan İlhan, Çolpan İlhan’la Attila İlhan, Metin Erksan’la Müşfik Kenter, Tarık Akan’la Halit Akçatepe ve başkaları, kimi yazılarda sanki diyalogdan yola çıkıp bir bütüne ulaşacaklar; bir olayı, bir  dönemi, bir süreci tanımlayacaklardır.”Şeklinde açıklama getirerek, gerisini okuyucularına bırakıyor.

Duayen Atilla Dorsay  “Tarihin ayni döneminde Türkiye denen dev çelişkiler ülkesinin kültür meydanında cirit atmış tüm bu kişilikler, bu ülkeyi, bu halkı, bu coğrafyayı kavramamıza yardımcı olacaklardır.”sözüylede noktalıyor.

yilmazparlar@yahoo.com



18 Mayıs 2017 Perşembe

BARIŞ TUNA-CENNETTE UZUN BİR KIŞ-YILMAZ PARLAR


CENNETTE UZUN BİR KIŞ 

Terk etmek mi? Terk edilmek mi ? Acı yaşatmek mı ? Acyı çekmek mi ? 

1980 ve 1990’larda Ankara’da geçen acı ve acıyı paylaşmak üzerine yoğunlaşan, Aşk, ayrılık acısı, geleneksel aile yapısı, din-mezhep ayrışmaları, sosyal sınıf çatışması, kapalı kapılar ardında yaşanan cinsel istismarın sonuçlarının hayata yansıması gibi konu zenginliği olan sürükleyici romanın yazarı Barış Tuna lansmanı için seçtiği mekan Kalabalık Restaurant’da romanı kadar keşfedilmeyi hak eden güzellikde idi.

Başarılı yazar Barış Tuna  ilk romanı Düşbilimi’nden 16 yıl sonra yayınlanan, Sinema filminede uyarlanacak olan ikinci romanı Cennette Uzun Bir Kış kitabın lansmanı 16 Mayıs 2017 Kadıköy Yel değirmeni Duatepe sokakda bulunan romanı gibi gizli bahçesi olan Kalabalık Restauran’da gerçekleştirdi.

Barış Tuna ile yaptığımız kısa söyleşide çalışmaların on üç yıl kadar sürdüğünü uzun soluklu nefes aldıkdan sonra içini çekerek söylüyor.

Kutsal aile miti üzerine eleştiriler yaparken kaynağını yıllarca yaptığı gözlemleri, akademik okumaları ve hayattan çektiği anlar oluşturuyor.

Sinemaya uyarlamanın ilk adımı olarak, Görsel dünyasının zenginliğiyle öne çıkan, video art çalışması yapılan, Barış Tuna’nın Cennette Uzun Bir Kış kitabı roman kahramanlarını canlandıran sinema oyuncularıda lansmanda hazır bulundular.

Böylelikle Barış Tuna bir ilk imza atarak, yeni romanı Cennette Uzun Bir Kış'ın sinemagraf tekniğiyle çekilmiş videoları Türkiye'de hatta dünyada inovasyon özelliği taşıyor.

Cennette Uzun Bir Kış’ın Video art çalışması hakkında bilgileri sorduğumuzda Barış Tuna, Murat Tuncalp. videonun editörlüğünü üstlendiğini Çekimlerin Galata'da Georges Hotel ile Alex’ Restoranda yapıldığını, Romanın karakterleri Aslı, Meral, Umut, Serhat ve Babaya hayat veren oyuncular Ece Ertez, Kısmet Ekim Tekinbaş, Anıl Çağlar Tel, Christopher Kunz ve Cadas Ali Cakir olduğunu öğreniyoruz., 
 
Hikayeyi dile getirdiğinde; “Hepsi birbirinden yaralı Aslı, Meral, Umut ve Serhat üzerinde ilerleyen hikaye insan olmanın ve insan olabilmenin birey üzerindeki etkisini kimi zaman gündelik bir dille, kimi zaman edebi bir dille anlatarak cinsel istismar gibi sömürülmeye çok açık bir konuyu irdeliyor. Aşk, ayrılık acısı, geleneksel aile yapısı, din-mezhep ayrışmaları, sosyal sınıf çatışması, kapalı kapılar ardında yaşanan cinsel istismarın sonuçlarının hayata yansıması bu sürükleyici romanda bir araya geliyor.”şeklinde açıklıyor. Kitapda özet baş yazı ise şöyle yer alıyor “Sevmenin acıtmadığı günlerdi, aşkın henüz ağır gelmediği, her sözün, her hareketin "O da beni seviyor"a yorulduğu, umuda teşne günlerdi. (...) Gizemli ülkelerdi görülmek istenen, ama bizimkisiydi asıl çözülmesi istenen gizem. Ertelenen yolculuk muydu yoksa bizler miydik sevgilim, bir türlü çıkılamayan yolculuklar mıydı yoksa kendimiz miydi bir türlü varamadığımız, çok isteyip de gidemeyişimiz seni uçak tuttuğundan mıydı yoksa bize tutulmaktan korktuğundan mıydı?’

‘Geçmişini bu kadar kolay reddetmen belki de çocukluğuna dair tek bir fotoğraf bulunmayışındandı. fotoğrafı çekilmemiş bir çocukluk sadece yaşanmamış değil aynı zamanda değersiz sayılırdı. insanlar neden harıl harıl fotoğraf çekiyordu, yaşamlarını belgelemek, yarına hatıra kalsın diye mi? elbette hayır. yaşadıkları anın ne kadar biricik olduğunu göstermek, her anlarını değerli kılmak, yarına hatıra kalacak kıymette bir hayat sürdüklerini kendilerine ispatlamak için fotoğraf biriktiriyordu.”

Özenli dili, derinlemesine karakter tahlilleriyle öne çıkan romanda aşk acısı ve aşk için nelerden vazgeçilebileceği sert bir dille anlatılırken, okuyan herkesin hayatından bir parça yakalaması sağlanmış. Yaşadıklarından hiçbir zaman pişmanlık duymayan dört insanı hareketli, metaforik ve akıcı bir dille anlatan Tuna, kullandığı dil ile alt kültür edebiyatında yeni bir soluk.

Gelelim Kalabalık Restaurant’da… Bahsetmeden geçmek haksızlık olur. İşletme ve Sahbi İş kadını Sevim Büyükakıncığlu’nun iki yardımcı bayan bir erkek ekibi var. Hepsi birden Mutfakda.. Hepsi birden hizmetde… Sevecen ve  samimiler.. İşlerini büyük bir çoşku içinde icra ediyorlar. Her şey son derece profesyonelce, yemeklerin lezzetine çeşidine gelince; Birbirinden nefis, unutulmayacak tatlardalar. Balık içerikli mezeler.. Yunan Ermeni mutfağı özelliği taşısada hepsi farklı. Hergün gitseniz farklı çeşit bulabileceğiniz bir rastaurant. Midyeli pilav, balıklı çerkez tavuk, balıklı müjver, balık içerikli zeytinyağlı dolma, vs. kolay kolay hiçbir yerde bulamıyacağınız çeşitler. Ayrıca son derece uygun fiyatlı.

Lansmana birde Türk sanat müziği ses sanatcısı Ayşe Nur Yağız’a Ud –Kanunla eşlik eden iki bayanın mini konseride eklersek, Lansman dahada bütünlük kazandı.

yilmazparlar@yahoo.com
   

30 Ağustos 2016 Salı

BİLGİ PAYLAŞIM MERKEZİ DERNEĞİ METAFORLARLA İNGİLİZCE ÖĞRENME-YILMAZ PARLAR

BİLGİ PAYLAŞIM MERKEZİ DERNEĞİ METAFORLARLA İNGİLİZCE ÖĞRENME
Kişisel olarak kendini geliştirmek ve ruhsal tekamülüne katkıda bulunmak isteyenleri kurumsal olarak İşinde günlük yaşamında başarılı olmak isteyen kimseleri uzmanlarla iletişimi sağlamak amaçlı İstanbul Taksim, Mete Cad. 24/5 No’lu adresde 2005 yılından itibaren faaliyetlerini sürdüren, Bilgi Paylaşım Merkezi Derneği dünyanın en kabul gören en iyi uzmanlarını ağırlamaktadır.
Akıl ve zeka kapasitesi ile genel sağlık, aile içi huzur, paranın nasıl ve hangi geleceği ve zenginlik potansiyeli, Derin Bedensel Dengeleme Sistemi, Bütünsel dengenin, tam sağlık ve şifa halinin gerçekleşebilmesi için, bizi oluşturan Beden-Zihin-Duygu-Ruh bütününün dengesi öğretisi, Hayatın Yönü ve Gerçek Analizleri, Spiritüel Yol Arkadaşı  hipnoterapi bazlı enerji ,çalışmaları, Zihinde oluşan korku, öfke, endişe gibi duyguların kontrolu gibi pek çok konuda aydınlanma hizmeti vermektedir. 

Bilgi Paylaşım Merkezi Derneğinde; Fiziksel, duygusal ve zihinsel dengesizliği düzenleyen Inversion-tersine dönmek- adında yeni bir yöntem geliştiren Paul Terrell’i 23 Eylül - 1 Ekim 2016 tarihleri arasında.
Ruhun oturduğu yer olarak bilinen, bilimin, bilgeliğin ve duyular ötesi bilginin depolandığı yerin giriş kapısı, 3.Göz açıldığında ve tam kapasiteyle çalışmaya başladığında yepyeni bir dünyaya giriş için rehberlik yapacak Jerry Sargeant 12-19 Ekim 2016 tarihleri arasında 
Tümörleri Yok Eden Dr. Paul Hubbert, Ph.D. 1 - 2 Ekim 2016 tarihleri arasındaIşık Ağı seansı vermeyi ve yüksek seviyelerdeki bilgiyi dünya üzerine indirmeyi öğreten, Işık Adam Damien Wynne 24 -27 Kasım 2016 tarihleri arasında.

Negatif enerji, tükenmişlik, aura yırtıkları, bozulmuş mekan enerjileri, korku kaygı ve endişe gibi düşük titreşimli duygulardan bütünüyle arındıran REİKİ uzmanı Sara Şimon.
Ödüllü üstad, Anma - Ampuku 
beden okuyucu Nir Levi 19 - 23 Eylül tarihleri arasında eğitim vereceklerdir.


Bilgi Paylaşım Merkezi Derneğinde bu hafta Hummingbird Effects NLP Training eğitimini alan George Kaynar iki tam günde NLP sistemi ile özel bir kinestetik eğitim metodunu ön planda tutan yoğunlaştırılmış İngilizce eğitimi verdi. Katılımcılar iş kadınları, iş adamları, yüksek öğretim görevlileri normal bir İngilizce seviyesine sahiptiler.

Yaptığımız söyleşide, George Kaynar metodları şu şeklinde, açıklıyor “Dersin metodları; Bilinçaltı Kurgulama; Kendi anadilimiz 2 ve 8 yaşlar arasında öğrenilen, bilinçaltı yöntemidir. Manalardan ziyade tekrarlara dayalı (Okuma yazma olmadan) öğrenme metodudu
Metaforlarla Öğrenme; İnsan zekası bütüncüldür. Kelimeler tek tek öğrenildiğinde suya atılan taşlar gibi yok olur. Ancak o kelimeler bir balon içine konulup suya atılırsa batmaz. O balon metafordur.” Kısaca bilgi verdi.

Ders eğitimine başlamadan önce, Görsel ve işitsel (Audio-Visual) yeterli bir öğretim tekniği olmadığı söyleyen Kaynar, Kinestetik öğrenme süreci ise alışılmş ezbere eğitim sistemine meydan okuyan kalıcı bir öğrenme süreci sunmakta olduğunu dile getirerek “Türkiye'de derslerin tek boyutlu işlendiğini İngilizce dersleri uygulamada derinleştirerek, önce 2 sonra 3 boyut işlenir. Öğrencinin bedenini sınıfta bırakıp, zekası ile 2. ve 3. boyut çalışmalar yapılır. Böylece öğrenci aynı görüntüyü 3 farklı perspektiften ele alır. Tüm bunlar İngilizce yapılır. Öğrenci bu perspektifleri İngilizce anlatabilir. NLP ve 3 boyut çalışmalarına destek için hiçbir uyarıcı (görsel-işitsel) olmadan, tamamen öğrencinin yaratıcı zekası desteğiyle yapılan İngilizce çalışmaları içermektedir.” Ön konuşma ile iki günlük kendi özel metoduyla İngilizce öğrenimi verdi.

Ancak izlediğimiz eğitimin her güne en az iki saatlik ve yüz saat kadar bir zamana yayılarak, diğer klasik sistemlerden çok daha çabuk zamanda farklı bir öğrenme olacağı inancını taşımaktayız.


yilmazparlar@yahoo.com 
   

6 Ağustos 2016 Cumartesi

GEORGE KAYNAR İLE 2 GÜNDE 3000 KELİMELİK AKICI İNGİLİZCE BİLGİ PAYLAŞIM MERKEZDE -YILMAZ PARLAR

İNGİLİZCE   DİKSİYON TÜRKİYEDE İLK,

2 GÜNDE 3000 KELİMELİK AKICI İNGİLİZCE Eğitim programı hem de, İngilizce seviyeniz ne olursa olsun….

İNGİLİZCE  / DİKSİYON / AKICILIK

27 - 28 Ağustos 2016
iki tam gün saat 10.00 - 18.00
kişi sayısı sınırlıdır lütfen kayıt yaptırınız.


2 gün boyunca kinestetik eğitim metodunu ön planda tutan yoğunlaştırılmış programımız,
her seviyenin katılımına açıktır.

Mr. George tarafından verilen dersler, 3000 kelimeyi etkin şekilde kulanmanızı sağlayacak. Aynı zamanda temel İngilizce eğitimini de içeren bu program ile defter kitaba gerek kalmadan İngilizceyi konuşarak öğreneceksiniz.

Dersin metodları;
Bilinçaltı Kurgulama
Kendi anadilimizi (2-8 yaş) öğrendiğimiz bilinçaltı yöntemidir. Manalardan ziyade tekrarlara dayalı (Okuma yazma olmadan) öğrenme metodudur.

Metaforlarla Öğrenme
İnsan zekası bütüncüldür. Kelimeler tek tek öğrenildiğinde suya atılan taşlar gibi yok olur. Ancak o kelimeler bir balon içine konulup suya atılırsa batmaz. O balon metafordur

NLP İngilizce
Görsel ve işitsel (Audio-Visual) yeterli bir öğretim tekniği değildir. Tüm eğitim kurumları bu sistemle eğitim vermektedir. Kinestetik öğrenme süreci ise alışılmş ezbere eğitim sistemine meydan okuyan kalıcı bir öğrenme süreci sunmaktadır.

2 Boyut 3 Boyut
Türkiye'de dersler malesef tek boyutlu işlenmektedir. Ancak George's Academy'de İngilizce dersleri uygulamada derinleştirerek, önce 2 sonra 3 boyut işlenir. Öğrencinin bedenini sınıfta bırakıp, zekası ile 2. ve 3. boyut çalışmalar yapılır. Böylece öğrenci aynı görüntüyü 3 farklı perspektiften ele alır. Tüm bunlar İngilizce yapılır. Öğrenci bu perspektifleri İngilizce anlatabilir.
Imaginative English Teaching Systems
NLP ve 3 boyut çalışmalarına destek için hiçbir uyarıcı (görsel-işitsel) olmadan, tamamen öğrencinin yaratıcı zekası desteğiyle yapılan İngilizce çalışmaları içermektedir.
KİNESTETİK ÖĞRENME NEDİR?
İnsanlar nasıl öğrenir? Araştırmalara göre yeteneklerimizi belirlememizdeki en önemli faktör zekamız değil, öğrenme sürecimiz. Bu bilgi, öğrencilerimize nasıl öğrettiğimizi gözden geçirmemizin ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor. O halde şunu sormalıyız: Öğrenme ve bilgi edinme konusunda en çok nasıl etkin olabiliriz? Bir şeyi dinleyerek mi, görerek mi, yaparak mı, yaratarak mı yoksa bunların bir birleşimiyle mi?
Kinestetik öğrenme öğrenmenin farklı yolları arasında bağlantı kurarak, bu modeli bir üst seviyeye taşıdı. Üstelik bu süreç daha etkin bir öğrenmeyi ve bilgi edinmeyi sağlıyor.
Kinestetik öğrenmede, hareket ve eylem, ders dinleme gibi öğrenmenin daha pasif yollarının yerine geçiyor. Herkes muhtemelen öğrenmenin bu şeklinin etkinliğini deneyimlemiştir. Öğrenmenizin üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, insanların çoğu bisiklete binebilir ya da havuzu bir baştan diğer başa yüzebilir. Ancak bir zamanlar ezberlediği ülkelerin başkentlerini ya da periyodik tablodaki tüm elementleri hatırlayamıyor. Ne kadar ezberlersek ezberleyelim, kas hafızamızın çok daha güçlü olduğunu görüyoruz.
George Kaynar
 1963'te İncirlik Üssü'nde doğmuştur. Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirmiştir. Dört yıllık askeri akademi eğitimi tamamladıktan sonra İngilizce Öğretmenliği'nden mezun olmuştur. Hummingbird Effects NLP Training eğitimini almıştır. Aldığı formasyon eğitimiyle beraber eğitmenlik, İngilizce öğretmenliği, dil bilimci, eğitim psikoloğu ve davranış bilimleri danışmanlığı görevlerini sürdürmüştür. 30 yıllık kariyeri boyunca birçok başarılı eğitime imzasını atmış, 2011 yılından itibaren de George Academy of Thoughts'da yöneticilik yapmaktadır.



BİLGİ PAYLAŞIM DERNEĞİ
Adres: Mete Cad. Park Apartmanı No:24/5
Taksim / İstanbul

Tel : 0212 245 29 42 / 0532 612 85 17



yilmazparlar@yahoo.com

21 Mart 2015 Cumartesi

"UÇAN HALILARIN AYRODİNAMİK SORUNLARI"-YILMAZ PARLAR HABERİ

UÇAN HALILARIN AYRODİNAMİK SORUNLARI"
Tuna Kiremitçi'nin April Yayınları'ndan çıkan yeni romanı "Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları" tarihi yapı The Public Hotel'de 19 Mart 2015 Perşembe günü tanıtıldı.

"Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları" kitabın tanıtımının gerçekleştiği, Mısırlı Halim Paşa kerimesi Prenses Rukiye Hanım'a ait olduğu ve mimarının Hovsep Aznavur olan '1901, 1902 ve 1903 yıllarında Sırp Konsolosluğu olarak kullanılan orijinal planlarda restorasyonu yapılan otantik yapı The Public Hotel'de, ITEF - İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivalin düzenleyici Kalem ajans ve yayın evi April yayın grubun tüm temsilcileri, yazarlar, iş, sanat, dünyasının renkli simaları, akademisyenler ve sanatcının yakın dostları bir araya geldi

Tuna Kiremitçi bizzat kendisinin birkaç sayfa keyifle okuduğu romanı hemen kendini en çok okunan listeye gireceği ve birkaç baskı yapılacağı izlenimini verdi.

Kitabın bülteninde yazılı olan “Hem edebiyat dünyamız hem de dünya edebiyatı adına tehlikelerle dolu bir roman Dünyayı fethedecek bir kitap yazmak uğruna "Aşk Romanlarının Unutulmaz Yazarı" ile maceraya hazır mısınız? Batılıların hoşlanacağı bir roman konusu bulmaya? Anadolu'yu Orhan Pamuk ve Elif Şafak'ın izinde uçan halılarla geçmeye? Natalie Portman'dan gelen gizemli mesajları çözmeye? İki ihtiyar gangsterle beraber CIA'den kaçmaya? Havada uçuşan bıçakların hedefi olmaya?Tuna Kiremitçi'den çılgın bir oryantalizm ve edebiyat komedisi. Bildiğiniz gibi değil!"Bu roman, hayat hikâyesine hapsolmuş bir yazarın kaçış planı... Ve bize şöyle diyor: Eğer başlangıçta yazma nedenin kendinden kurtulmaksa, er geç yazdıklarına esir düşersin. Onlardan kaçmak için de Yazmaya devam edeceksin!"-Hakan Günday-"Peşinen söyleyeyim; bir gün bu romanın filmini yaparsam, Turabi'yi bana oynatırım."- sözlerine de bir açıklama getiren Tuna Kiremitçi hayranlarına ve konuklarına kitaplarını gece boyunca birkaç söz yazarak imzaladı.


Sıcak atmofer içinde tanıtımı yapılan güzel romanın etkinlikliğne uygun uyumlu alan bölümlerinde kalemkarî sanatından örnekler, tavan rölyefleri ve seçkin bezeme çalışmaları bulunduğu Hotelin merkezinde iç bahçe avlusunda, binanın üzerine monte edilen hareketli panoramik gökyüzüne açılan cam tavan konukların ayrıca ilgi odağı oldu.

Tanıtımla birlikte verilen resepsiyonda hizmet veren güleryüzlü personeli olan otelin genel müdürü Hüseyin Çakır ile yaptığımız söyleşide ile ilk olarak otel hakkında, Çakır “ Modern iş hayatının dinamizmi ve sanatın doyasıya yaşandığı, tarih dolu bambaşka bir şehirdir İstanbul. İş ve turistik amaçlı seyahat eden, İstanbul’u keşfetmeye gelen ve sanatı, eğlenmeyi, gece hayatını seven, kültürel araştırmalara ve tarihe tutkulu gezginler için yüksek teknoloji ve tarihi dokusu korunarak tasarlanan 52 adet yüksek tavanlı odası ile The Public Hotel’de hayatınızın unutulmaz anlarını yaşarsınız” sözlerini sıralıyor.
Genel müdür Hüseyin Çakır mutfakları içinde “The Public Hotel yenilikçi mutfak kültürü ile sağlıklı beslenen, diyet yapan veya yapma zorunluluğu olan, farklı lezzetleri denemeyi seven misafirlerimiz için kendine özgü sunum ve servis anlayışı ile modern Avrupa ve dünya mutfağından farklı damak tatlarını cesurca bir arada sunmakyayız” şeklinde sözlerine ekliyor.

yilmazparlar@yahoo.com

2 Ağustos 2013 Cuma

UYKULAR TATLI RÜYALARLA DOLUP TAŞIYOR!-YILMAZ PARLAR


UYKULAR TATLI RÜYALARLA DOLUP TAŞIYOR!

Amerikalı yazar William Joyce’un çok sevilen Çocukların Koruyucuları serisinin ikinci kitabı Uyku Perisi çıktı!

Masalların renkli dünyasına yeni bir soluk getiren William Joyce, zengin sinematik dili ve müthiş illüstrasyonlarıyla çocukların hayal dünyasına bir kez daha sesleniyor. Ve çocukların kâbusları Uyku Perisi’nin serptiği Rüya Tozları’yla son buluyor!

Aydede’nin ilk yardımcısı
Sanderson Uykucuzade’nin Öyküsü

Çocukların koruyucusu Aydede, dünyadaki tüm çocuklara göz kulak oluyordu. Peki ya Ay, yarımaydan daha küçük olup yeterince ışık saçamadığında? O zaman çocukları geceleri kim koruyacak?

İşte karşınızda Kâbuslar Hükümdarı Karagölge Lort Sanderson Uykucuzade, I. Uyku Perisi, Uyku ve Düşlerin Yüce Koruyucusu! Artık Aydede ilk yardımcısını buldu. Uyku Perisi, gökyüzü ister bulutlu ister açık olsun Rüya Tozları’nı savurup dağıtıyor…

 YENİ YAYIN DUYURUSU

 

KİTAP HAKKINDA

 
Kitabın Adı
Uyku Perisi
Sanderson Uykucuzadenin Öyküsü
 
Orijinal Adı
The Sandman
 
Yazar(lar)
William Joyce
 
Çevirmen(ler)
Süleyman Genç
 
Editör(ler)
-
 
Baskı Adedi
3000
 
Dizi Adı  / Türü
Çocukların Koruyucuları
 
Okur Profili
Çocuk
 
İndirim Kodu                     
AL003
 
BASKI BİLGİLERİ
 
Sayfa Sayısı
48 sayfa
 
Ebat
26 x 26 cm
 
Kâğıt
150 g Mat Kuşe
 
İç Baskı
Renkli
 
Kapak (Cilt Bilgisi)
Sıvama Kapak Ciltli
 
ISBN/Barkod
9789752116139
 
Fiyatı
22.00 TL
 
Dağıtım Tarihi
18.07.2013

İÇERİK TANITIM

Arkadaşlar,

Masalımızın kahramanı olan Uyku Perisi, yani Uykucu hep mutluluk ve huzurumuz için çabalayan bir kahraman. Biz onu aslında hiç görmüyor ve bir kez olsun karşılaşmıyoruz. Ama o, uyuduğumuz andan itibaren güzel rüyalar görmemiz için uğraşıp duruyor. Nasıl mı? Gözkapaklarımıza Rüya Tozu serperek!...

İşte biz onun sayesinde güzel rüyalar görüp sabahları neşeli kalkıyoruz. Eğer aranızda hâlâ geceleri kâbus görenler varsa onlar Uyku Perisi’nin Rüya Tozu serpmeye yetişemediği çocuklardır.

Uyku Perisi’ni yakından tanımak ve geceler boyu neler yaptığını görmek istiyorsanız elinizdeki kitabın kapağını yavaşça aralayın.

YAZARIN ALTIN KİTAPLAR’DAKİ DİĞER KİTAPLARI


Aydede